Dengesini kaybedince 3. kattan düştü! ‘Yürümesi imkansız, oturursa şükredin’
Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr – Hatay’da dünyaya gelen ve 5 kişilik bir ailenin en küçük çocuğu olan Melike Özkorkmaz, 25 Mayıs 2020 tarihinde balkonda dengesini kaybederek 3’üncü kattan düştü. Beyin ameliyatı ve omurilik ameliyatı olan Melike, ameliyat sonrası uyandığında saçlarının olmadığını ve vücudunu hareket ettiremediğini fark etti. Doktorlar, Melike için “Yüzde 99 yürüyemez, ancak oturur pozisyona gelebilirse şükredin” diyorlardı. 23 yaşındaki genç kadın, aradan geçen zamanda içindeki umutla imkânsızı başardı ve sağlığına kavuştu. Önce oturmaya sonra da adım atmaya başlayan genç kadın, azmiyle görenleri kendine hayran bırakıyor.
‘ÖMÜR BOYU FELÇ KALACAĞIMI ÖĞRENİNCE YIKILDIM’
25 Mayıs 2020 tarihinde birçok kişi pandemi yüzünden telaşlıydı. Bu tarih Melike Özkorkmaz için ise hayatının dönüm noktasıydı. Yaşadığı talihsiz kaza nedeniyle ölümden döndü. Gözlerini açtığında doktorundan omuriliğinin kırıldığını ve ömür boyu felç kalacağını öğrendi. Doktorların kendisine söyledikleri karşısında büyük bir şok yaşayan genç kadın, o an hissettiklerini şöyle aktardı: “O an yıkıldım, ömrümün bittiğini hissettim. O şekilde yaşamanın ölümden farksız olduğunu düşündüm. Fakat yanılmışım. Yeni bir hayata başlamak üzereydim.”
‘VERDİĞİM MÜCADELEDE HEP YANIMDAYDILAR’
Henüz 19 yaşında genç bir kadındı. Yaşadığı rahatsızlığı hiçbir zaman kabullenmedi. Bazen umutsuzluğa kapılıp negatif düşüncelere daldığı oluyordu ama sonunda her ne olursa olsun savaşması gerektiğini biliyordu. Ömrünü yatağa ve tekerlekli sandalyeye bağlı kalarak geçirmek istemedi. Hep bir umudu vardı. Yeniden hayata sımsıkı sarılarak ayağa kalkabileceğine hep inandı. “İnsan en zor zamanlarında yanında olmasını istediği sevdiklerini arar” diyen Özkorkmaz, “Bu süreçte bana güç veren tek şey ailem ve arkadaşlarım oldu. Hep yanımdaydılar. Verdiğim mücadele boyunca hep destek oldular. Her daim yanımda olduklarını bana hissettirdikleri için onlara minnettarım. Sevgi iyileştirir ve ben buna hep inanırım” dedi.
“Özellikle sosyal medyada hastalığımla tanındığımdan ötürü bu yönde çok soru alıyorum. Beni motive eden, başaracağıma sonuna kadar inanan pozitif mesajlar alıyorum ve bu bana güç veriyor. Benim gibi hastalıkla savaşan herkese elimden geldiğince yardımcı olabilmeye çalışıyorum. Birilerine bir faydamın dokunuyor olması beni iyi hissettiriyor.”
‘HİÇBİR ZAFERE ÇİÇEKLİ YOLDAN GİDİLMEZ’
Üç yıl önce ona söylenenlere değil kendine inanmayı seçti Melike. Bu üç yılın sonunda hâlâ başkalarına değil kendine inanıyor ve kafaya koyduğu şeyi başaracağını çok iyi biliyor. Çok yol kat etti, güzel gelişmeler yaşadı ve tüm bunlar motivasyonunu artırdı. Üstelik çok daha iyi yerlere geleceğini de gayet iyi biliyor. “Kendime olan inancım tam ve bir gün herkese imkânsız diye bir şey olmadığını göstereceğimi biliyorum’ diyen Melike Özkorkmaz, şöyle devam etti:
“Bazen yorulduğumu hissediyorum. Fakat her ne olursa olsun yoluma devam etmem gerektiğinin de farkındayım. Yaşım ilerledikçe bazı şeylerin kıymetini daha iyi anlıyorum. Her şeye rağmen imkânsızlığı başarmış, tüm zorluklara göğüs germiş, hayatın sadece iki bacaktan ibaret olmadığının farkına varmış güçlü ve hayallerine ulaşmak için hiç pes etmeden bu uğurda savaşan bir kadın olarak herkesin yoluna ışık olmak istiyorum. Hepimiz biliyoruz ki hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmez, hep bir zorlukla karşılaşacağız önemli olan bu zorluklarla başa çıkmaktır bu güç ve istek içimizde olduğu sürece başa çıkamayacağımız hiçbir şey yok. ‘Hayat sen başka planlar yaparken başına gelenlermiş’ dedikleri bu olsa gerek. Biliyorum yol uzun ama savaşmaya değer.”
‘ARTIK KORKMUYORUM, KORKULARIMI YENİYORUM’
Bu hayat Melike’ye belki de en çok gülümsemek için bir sebep aramamayı öğretti. Yeri geldi ağladı, yeri geldi yoruldu ama hep gülümsedi. Yaşadığı zorlukların onu yıpratmasına izin vermedi. Melike Özkorkmaz, korkularını yendiğini şu sözlerle anlattı:
“Eski sağlıklı günlerime yeniden kavuşmak için sabırsızlanıyorum, büyük bir mücadele ile savaşıyorum. Kazadan önce çok hiperaktif biriydim ama kazadan sonra hareketlerimin kısıtlanması beni fazlasıyla etkiledi. Bedenimi tam anlamıyla kullanamamak ve bir daha eski hallerime dönememe korkusu çok korkutuyordu beni ama artık korkmuyorum. Korkularımı yeniyorum.”
ÖNCE OTURMAYA SONRA ADIM ATMAYA BAŞLADI
Hayatın içinde nefes aldıkça hep bir umut olduğunu dile getiren Melike Özkorkmaz, “Her ne yaşamış olursak olalım hayat devam ediyor ve etmekte. Hayat mucizelerle dolu ve ben inandığım bu yolda hiç pes etmeyeceğime söz verdim. Benim gibi hastalıklarıyla savaşan insanlara umut olarak hayata bağlandım. En büyük motivasyon kaynağım ailem, arkadaşlarım ve sosyal medyada beni destekleyen sevgili dostlarım. Her daim yanımda olduklarını bana hissettiriyorlar” dedi.
Kazadan sonra hiç ara vermeden tedavisine devam eden Özkorkmaz, sözlerine “Bu süreç benim için pek kolay olmadı ama hedefim belliydi ve tamamen hedefime odaklandım. Adım adım ilerledim. İlk oturmaya başladım sonra zamanla ayağa kalktım ve adım atmaya başladım. Her geçen gün daha iyiye gidiyor tedavi sürecim. Kendimdeki gelişmeleri gördükçe daha çok azmediyordum. Yapabildiğimi fark ettiğim ve kendi ayaklarımın üzerinde dimdik durabildiğim her an yüzümde oluşan tebessümü tarif edemem” diye devam etti.
‘BU BENİM HİKÂYEM, SONUNU BEN YAZACAĞIM’
Kendisiyle aynı durumda olan insanlara, “Bir insanın öğrenmesi gereken en zor ders, herkesin aslında hikâyesindeki ana karakter olmadığıdır. Sen kendi hikâyenin kahramanısın. Hayal edin, azmedin ve bu savaşı kazanan hastalık değil siz olun. Her şeye rağmen hayat devam ediyor, bunu sakın unutmayın ve gülümsemeyi yüzünüzden hiç eksik etmeyin” diyor ve gelecek planlarını şu sözlerle anlattı:
“Gelecekte olmazlara inat, imkânsızlara rağmen herkese kendini ispatlamış, kendi ayaklarının üzerinde dimdik durabilen, her zorluğa göğüs geren, pes etmeden savaşan, hayallerinin peşinden koşan ve hedefine ulaşan güçlü bir kadın olarak karşınıza çıkacağıma söz veriyorum. Bu benim hikâyem ve sonunu ben yazacağım.”